SEDAT KISA
Boşluk
iltihap iyileşmekle kandırır yarayı
akmayınca kısalır ırmak
bir şarkı
söylene söylene sevilir imalı
hangi yanağınız horon bilir
öpülünce anlaşılır ancak
kaybedinceye kadar sevdim her kadını
gökyüzü üzerimde tülden bir branda
bu yüzden tasarlanır tomurcuklar
dal sözcüğünden kuş heceler gibi
patlamış mısır kokulu çocuklar
kendini tekrarlar herkes eninde sonunda
biraz inciterek, incelterek biraz
fırtınayı göremeden çıt eder yalnızlıklar
her zaman bir yağmur tanesi gizlenir
doğum lekesi gibi toprakta
insan
iner çıkar
bir asansör gibi
kendine ait boşlukta
kurtuluş sayar o an
üzerinde ağırlığı
boşluktan